| | Şifacı Alımları | |
|
+54Enfys Floyd Lucille Sargent Gladwyn Delatorre Prudence van Dooren Erik Waldaster Trevor Ninković Andiya Monica Fältskog Wilmer Carmichael Chloë Chauvet Jeong Soo Anthea Francks Florimel Wolsæus C. Sturm Gaez Adalicia Bérnard Attila Qinghai Jeanne Ballinger Murray Muiredach Aidan Wandhunt Diogenis Damaskinos Ryôko Kudô Lily Locke Olena Karpenko Thea Rijneveld Bennet K. Rorke Ice Lexy Cresswell Nada de Vielmond Tabitha Cortez Céline Aure Catriona Villanueva Sasha Petrova Irina Belyakova Clay Barlow Angelus Dante Paradiso Placido Buonarroti Cooper Keegan Ada Hoffman Novarozka Rafael Isfeld Holly Swanson Nonna Mihaylova Dimitrius Romochka Agnes Ackerman Pearl Cousteau Pål Kjetil Hikaru Haruki Laszlo Juhasz Victor Thorn Feuer Ian Carmichael Sedona Treveaux A. Kyndra Bianchett Raven Orlov Joachim Dürer Eileen 58 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Eileen Yönetim
Mesaj Sayısı : 378 Kayıt tarihi : 28/03/13
| Konu: Şifacı Alımları C.tesi Mart 30, 2013 5:06 pm | |
|
- St Mungo Şifacıları
Baş Şifacı: Prudence van Dooren Büyü Hasarı Bölümü: Bennet K. Rorke - Diogenis Damaskinos - Lucille Sargent İksir ve Bitki Zehirlenmeleri Bölümü: Thea Rijneveld - Jeanne Ballinger - Jeong Soo - Dora Kristopulos - Gladwyn Delatorre - Enfys Floyd -DOLDU Eşya Kazaları Bölümü: Murray Muiredach Yaratıkların Yol Açtığı Yaralanmalar Bölümü : Lily Locke Sihirli Böcekler ve Hastalıklar Bölümü: Florimel Wolsæus - Monica Fältskog - Trevor Ninković - Erik Waldaster
- Hogwarts Şifacıları
Baş Şifacı: Nada de Vielmond Şifacılar: Fiamma Cortez Pearl Cousteau Adalicia Bérnard Anthea Francks May Mandors -DOLDU
Başvurmak için; Karakter adı: Kişisel özellikleri: Yaşı: Hangi bölüm: Örnek rp:
En son Eileen tarafından Çarş. Haz. 19, 2013 1:25 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Joachim Dürer Vampir Avcısı
Mesaj Sayısı : 889 Kayıt tarihi : 02/04/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Salı Nis. 02, 2013 9:52 pm | |
| Joachim Dürer Çok karanlık bir geçmişi vardır: Oyuncak bir kutup ayısıyla çıkmıştır. Bir de deliden tek farkı, aslında deli olmayışıdır. Ne yapacağı, sağı solu belli olmaz. Çenesi de çok düşüktür. Bir konu üzerinde iki saat çene yorduğu görülmüştür. Bir de hiç yorulmaz, sürekli kıpır kıpırdır, konuşurken bile elleri kolları etrafta uçuşur. Abuk subuk şeyler yapar gibi görünür ama yaptıklarının kendi içinde bir mantığı vardır. Güleçtir, bazen sapık zannedilir ama aslında çok masumdur bu tür konularda. 32 Hogwarts Baş Şifacısı! - Örnek rp:
Sen, neye yarıyorsun ki? Pislik herif, gündeliğe ben gidiyorum ve sen iğrenç inekler gibi bir köşede koka koka uyuyorsun! Bunları düşüncelerinde haykırıyordu Kacey. Tek tük eşyaları olan evin en rahat köşesinde pinekleyen, domuzlardan bile iğrenç bir büyücüye nasıl olmuş mecbur kalmıştı? Dört yıl önceye dönebilirdik tabi, bunun için. Tamam, o zamanlar da çok rahat bir evi yoktu. Kahrolası babası bir muggle idi, annesi de evden kaçmıştı. Çeşitli tuhaf emareler göstererek milleti korkutan küçük cadı, nihayetinde bir mektup alarak Hogwarts'a gitmeye hak kazanmıştı. Ancak, daha ilk seneden anasını ağlatmışlardı. Bir kere, galleon denen kavram ortaya çıkmıştı. Neydi o yahu, euroları bile yoktu ki doğru düzgün. O ilk sene, ergenliğe girişin etkisiyle aklı iyice havalardaydı. Haliyle, üst sınıflardan hoş sayılabilecek bir büyücü tarafından tavlanmıştı. Aslında, büyücünün kaşına gözüne bağlandığını söyleyemezdi. Daha çok vaatleriyle ilgilenmişti. O okulu bitirir bitirmez harika bir iş bulacaktı, zaten evi de vardı, enfes eşyalarla donatılmıştı. Tuhaflıklarla ve acaipliklerle dolu, hasta, psikopatlarla dolu bir okulda okuyup, yazları da her yerini b.k götüren evine dönmekten ve saçma sapan yerlerde çalışmaktansa bir zengin büyücünün küçük gelini olmak daha cazipti. Tabi o zamanlar, kendisini eğitecek ve bu konuda bilgilendirecek kimsesi olmadığından, babası da sarhoşun teki olduğundan işin cinsellik kısmından da bihaberdi. -Tek bildiği, ilk adet gördüğünde, öleceğini sanarak yanlarına koşturduğu komşu kadınlar tarafından bunu saklamasına dair söylenen sözlerdi- İşte tüm bu olan biten toplanınca, kendini beyaz, mini bir elbise ile, sahte kimliklerle evlenirken bulmuştu. Kafasında duvağı bile vardı. Kacey, evliliğin ve düğünlerin böyle bir şey olduğunu sanmıştı. Ve aradan geçen iki yıl da gerçekten güzeldi. -Korkup, kocasını asla yatağa almaması haricinde- Sonraki yıllar felaketler birbirini bulmuştu. Genç adamın bir dolandırıcı olduğu ortaya çıkmıştı. O sene hem malvarlıklarına el konulmuş hem de kocası Azkaban'a atılmıştı. Zavallı kızcağız, koca, rahat, sıcak evden çıkıp, onun yerine kocasının arkadaşlarının ayarladığı Hogsmeade'deki köy evine yerleşmek zorunda kalmıştı. Baba evine dönemezdi, bunu yapamazdı. Zaten, adam büyük ihtimalle kusmukları içinde boğularak ölmüş olabilirdi. Yaklaşık üç ay önce de kocası çıkmıştı Azkaban'dan.
''Sen de umarım babam gibi geberirsin, domuz. Tabi o da geberir, sonra sen, sıra değişebilir tabi.''
Eline aldığı, içinde sadece asası ve sahte, gerçek kimlikleri olan çantayı omzuna asarak tısladı, horuldayan, sarhoş pislik yuvasına. Sonra gözlerinden akan yaşları sildi, sert bir şekilde. Patlamış kaşının ve morarmış dudaklarının sızlamasına aldırmadan kapıyı açtı, evden çıktı. Uzun bir yürüyüşten sonra -Cisimlenme sınavına girmediğinden ehliyeti yoktu- çok acıktığını, susadığını hissetti. Önceki geceki kavgadan sonra ne uyumuş, ne de bir şeyler yemişti. Hatta, inadına, ağlamamıştı bile, sadece dudaklarını öfkeyle büzüp, gözlerini tavana dikerek saatlerce oturmuştu. Ha, bir de, fena halde işemesi gerekiyordu. Eğer etraf cadı ve büyücülerle dolu olmasaydı şu anda zıp zıp zıplıyor olacaktı. Ve kocaman, güzel mi güzel bir tabela çarptı gözünün önüne: ''Rising Sun Book Cafe'' Peh, kitaplar, onlardan uzun zamandır haber alamıyordu. Güneş dediğine de Londra'nın herhangi bir yerinde rastlaması kolay olmuyordu zaten, bu köy de dahil. Ayrıca, yükseliş... Bu da çok yabancıydı Kacey'e. Her neyse, her türlü de bu dükkanın içine dalacaktı, karnını doyuracak, sonra yemek yiyecekti. Parasını da parmağındaki yüzükle ödeyecekti. Önce tuvalet, her şeyden önce... ''Tuvalet nerede?'' diye ciyakladı orada karşısına çıkan ilk kişiye. Aşağı katı işaret eden adamın parmağının gösterdiği yönde merdivenlere koşturdu. Neredeyse altına edecekti. Hızlı bir şekilde merdivenlerden indi. Birbirileriyle yiyişmek üzere olduğu besbelli olan sarışın bir kadını ve kumral bir adamı gördü. Gördüğüne çok da aldırış etmemişti. Az ilerideki ''WC'' tabelası şu anda daha da çekici geliyordu. Koşa koşa içeri girdi, kendini kabine kapattı ve klozete çökerek bir güzel rahatladı. Dışarı çıktığında da guruldayan karnının derdine düşecekti. Kendine güvenen bir ifadeyle başı dik halde dışarı çıktı, o çifti gene gördü. Onlarda fark ettiği diğer ayrıntı da isim etiketleriydi. Kumral herife doğru döndü. Yerdeki tişörtten ismini okudu. ''Giedre, ne hoş isim. Burada çalışıyor olmalısın. Bir sosisli domuz sandiviçi ve yanına da enfes bir bira alabilir miyim, yakışıklı?'' Sağ gözünü kırpıp, gülümsedi. Tamam, adı aşırı feminendi ama bu konuda bozuntuya verecek değildi. Hatta, içten içe ismin bir yanlışlık ya da hasta bir ebeveyn ürünü olmamış olmasını dilemiyor değildi. Zaten, minik memelerin, olması gerekenden biraz gelişmiş olması dikkatli bakılınca fark ediliyordu. Belki de dileği çoktan olmuştu, ha?
| |
| | | Raven Orlov Cadı
Mesaj Sayısı : 3016 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Salı Nis. 02, 2013 9:59 pm | |
| | |
| | | A. Kyndra Bianchett
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 06/04/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları C.tesi Nis. 06, 2013 8:04 pm | |
| Karakter Adı: A. Kyndra Bianchett Kişisel özellikleri: Gerektiğinde son derece otoriter ve olgun davransa da genel olarak çocuksu bir yapısı vardır. Uç noktalarda yaşamaktan keyif alır, anlık heveslere ve eğlencelere sahiptir. Enerjiktir, risk almaktan hoşlanır. Zaman zaman tutarsızdır. Yaşı: 24 Hangi bölüm: Hogwarts Şifacısı Örnek rp: - Spoiler:
Sanki bastığım anda toprak altımdan çekilecekmiş gibi tereddütlü ve dikkatli atıyordum adımlarımı. Ayağımı bastıktan sonra ağırlığımı yavaşça veriyordum hatta, zeminin sağlamlığını ölçmeye çalışıyormuş gibi. Yavaşça yürümeye devam ederken ileride görünen üç silüete baktım kısık gözlerle. Ardından başımı çevirip etrafımdaki yaşlı ağaç gövdeleriyle karşılaştım. Bu kadar sıklaştıklarını fark etmemiştim, sanki geri dönüş yolumu kaybetmem için uğraşan, kendi iradeleri olan ağaçlardı. Bu fikir gerginliğimi azaltmamış, omuzlarıma kadar yükselen bir ürpertiyle irkilmemi sağlamıştı. Ayağımın altında ezilen yaprakların sesleri de beni bir o kadar geriyor, kararımı tekrar sorgulamamı sağlıyordu. Ama seçilmiştim işte, buradaydım. Bunun bir sebebi olmalıydı, değil mi?
Sonunda ortadaki alanda toplandığımda ne yapacağımı şaşırmış bir halde etrafıma bakınıyor, bir yandan da güçlü görünmeye çalışıyordum. Kararlı ve azimli. Her şeye hazırlıklıydım işte, göze almayacağım şey de yoktu. Daha doğrusu vermeye çalıştığım izlenim buydu. Yer sarsılmaya başladığında ise yüzümdeki şaşkınlığa ve endişeye engel olamamış, oluşan çatlakları görünce dilimin ucuna kadar gelen laneti yutmuştum. Geriye doğru bir adım attım, topraktaki damarlardan uzaklaşmaya çalışmıştım. Onlar bana yaklaştıkça ben geri gidiyordum. Ta ki ayaklarımın altındaki toprak birden çökene ve kendimi derin bir çukura düşerken bulana kadar. O ansa aklımda hiçbir şey yoktu. Bir an için ne kadar süredir boşlukta olduğumu düşündüm, kendimi yerde bulmamla birlikte kendi kendime söylendim ve vücudumun acısı geçsin diye bir kaç saniye bekledikten sonra ayağa kalktım.
Üstümü başımı biraz temizleyip önüme gelen saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. Birden bire aydınlanan meşaleler yüzünden gözlerim kamaşmıştı. Elimi kaldırıp gözlerimin önüne siper ettikten sonra kısık bakışlarımı karanlık tünelde dolaştırdım. İleride bir at arabası vardı. Elimi indirdim ve pek de yabancı olmadığım hayvanlara doğru ilerlemeye başladım. Keşke ne yapmam gerektiğini bilseydim. Ya da hayatım söz konusu olduğunda derslerde profesörlerin yaptığı gibi devreye birilerinin girip girmeyeceğini. Gerçi bütün bu gizem, soru işaretleri turnuvaya cazibe katıyordu.
Meşaleler yavaş yavaş parlaklığını kayıp mı ediyordu yoksa gözlerim mi alışmıştı bilmiyordum. Hayvanların yanına yaklaştığımda, arabaya binmeden önce biraz onları okşadım. Burunlarının üzerine elimi bir aşağı bir yukarı gezdirdim ve biraz da yumuşacık yelelerine dokundum. Zamana karşı mı yarışıyordum bilmiyordum, belki de ana fikir hayatta kalmaktı. Yine de acele etmeye karar vererek at arabasına bindim ve engebeli yolda ilerlemeye başladım. Zorlanıyordum, belki at sırtında olmaya alıştığım içindi, belki de atlar sandığımdan çok daha yabaniydi. Dikkatimi dağıtmamaya çalışarak ilerlemeye devam ettim. Bir yandan da görebildiğim en uzak mesafeyi gözlemliyor, başıma gelebilecek şeyler için hazırlıklı olmaya çalışıyordum.
Henüz bir şey görememişken tünelde yankılanan kükremeyle taş kestim. Atlar da benim gibi durmuşlardı baştan. Sonra huysuzlaşmışlardı, kişniyor ve başlarını sert hareketlerle bir sağa bir sola sallıyorlardı. At arabasından indim ve asamı elime aldım. Terlemeye başlayan avucumda sıkıca tutuyordum onu. Güçlükle yutkundum ve sonunda yaratıkla göz göze geldim. Lanet olsun. Üzerimize doğru geliyor, atları geriye itekliyordu. Tabii ki beni de. Karşımdakinin ne olduğuyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Ancak bir hamlesiyle beni ikiye ayırabileceği belliydi. Bir kuyruk darbesiyle tüneli üzerime de yıkabilirdi, hangisini isterse artık.
Öncelikle bulunduğum durumu analiz etmeye çalıştım. Keskin dişli yaratık sol bacağından zincirliydi, belki de sağındaki boşluktan kaçabilirdim. Tabii beni ezmezse ya da kül etmezse. Alevler içinde kalan birinin aslında bir süre sonra hiçbir şey hissetmediğini, tüm sinirleri yandıktan sonra kükürt zehirlenmesinden öldüğünü biliyor muydunuz? Evet Kyndra, kendi kendine iyi moral veriyorsun. İçinde bulunduğum tünelde gezdiriyordum bakışlarımı. İlk önce bu yaratığı sadece sersemletip yoluma devam etmeyi düşündüm. Hoş, bu büyüklükteki bir hedefi bayıltabilir miydim bilmiyordum. Ancak arkamda bir yerlerde bu kadar sivri dişli bir canlı bırakma fikri kulağa yanlış geliyordu, öyleydi de zaten. Yine de ona zarar vermek, onu öldürmek istemiyordum. Zayıflara göre bir düşünce, diye başlardı annem burada olsaydı. Ama değildi, yani düşünmenin anlamı ne ki?
Canavar ağzını açtığında telaşla asamı ona doğrultup tünelde yankılanacak kadar yüksek sesle haykırdım. "Aguamenti!" Asadan çıkan sular yaratığın yüzüne çarparken bir yandan da yükselen kara dumanı görebiliyordum. Sert bir kükremeyle kendini önce sağa, sonra sola attı ve pençelerini rastgele savurmaya başladı. Bana doğru savrulan pençeden son anda eğilerek kurtuldum, rüzgarını tenimde hissetmiştim. Bir tanesiyse atlardan birine gelmişti. Asamı indirip yaralanan ata baktım. Resmen içini görebiliyordum. Vicdan azabıyla başımı yine düşmana çevirdim. Bana bakıp bir kez daha kükredi. Legilimens işe yarar mı diye merak ediyordum, yine de emin olduklarımdan şaşmayarak geçen yıl öğrendiğim büyülerden birine başvurdum. "Incarcerous!" Yaratığın etrafında kalın ipler oluşmuştu ve gittikçe sıkıyorlardı onu. Yine de fazla dayanmayacağını biliyordum, zaten bu onu oyalamak içindi. Atların yanına gittim. Ağır ağır nefes alanın yanına çöktüm ve asamı çekinerek ona doğrulttum. "Corpus Medicor." Bir farklılık görmemiştim. Yeniden denemeye hazırlanırken yavaş yavaş yara kapanmaya başlamıştı. Belki benim zayıflığım yüzünden, belki de yaranın ağırlığından dolayı gözle görülmesi güç bir hızla kapanıyordu.
Ayağa kalkıp canavara döndürdüm bedenimi. O da vücudunu saran iplerden çok zorlanmadan kurtulmuş, bir sonraki hamlesine hazırlanıyordu. Çok oyalanmamıştı. Kudurmuş gibi bir o yana, bir bu yana saldırıyordu. Bense oradan oraya zıplayarak hamlelerinden sıyrılıyordum. Boynunu uzatıp ağzını açtığında neyse ki yakalayabildiği şey üzerimdeki uzun üniformanın eteği olmuştu. Çenesini bir anda kapayıp kendini geri çektiğinde de cübbemin eteklerinden bir parça koparmıştı. Ah, kaçmaktan düşünmeye vaktim bile olmuyordu. Yine tam karşısında duruyordum işte. Uzuvlarının hareketini yakalayabilmek için dikkatle onu seyrediyordum. Kuyruğunu güçlükle havaya kaldırıp yere vurdu sonunda sertçe. Dengemi kaybederek yere düştüğümde şansıma tekrar lanetler yağdırıyor, sarsıntıya aldırmadan ayağa kalkmaya çalışıyordum. Tünelin tavanından ufalanarak üzerime yağan küçük taş parçaları moralimi bozmaya yetmişti. Sonunda zemin hareket etmeyi bıraktığında tünelin duvarına tutunarak ayağa kalktım ve asamı yaratığa doğrulttum. "Pullus!" Küçük bir pof sesiyle ciddi oranda küçülmesini umuyordum yaratığın. Bilirsiniz, kurt adam dönüşümü gibi yavaş yavaş bir tavuğa dönüşmesini bekliyordum.
| |
| | | Sedona Treveaux Dükkan Sahibesi
Mesaj Sayısı : 5547 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları C.tesi Nis. 06, 2013 8:05 pm | |
| | |
| | | Ian Carmichael
Mesaj Sayısı : 197 Kayıt tarihi : 11/04/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Nis. 11, 2013 2:44 pm | |
| Karakter adı: Estefania Sol Dolores. Kişisel özellikleri: Kafası ilginç bir mantıkla çalışır, bu yüzden pek az kişiden çekinir. Meraklı ve öğrenmeye açık bir kişilik sergiler. Rahatlıktan ve keyif yapmaktan hoşlanır, fazla zora gelmeyi sevmez. Her şeyin hazır bir şekilde ona sunulmasından çok büyük haz duyar. Ağır işlerle uğraşmak yerine işlerin estetik boyutuyla ilgilenmek onu daha çok mutlu eder. Yaşı: Yirmi altı. Hangi bölüm: St Mungo Baş Şifacısı Örnek rp: Sedona. | |
| | | Feuer Yönetim
Mesaj Sayısı : 275 Kayıt tarihi : 28/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Nis. 11, 2013 3:17 pm | |
| | |
| | | Victor Thorn Profesör
Mesaj Sayısı : 171 Kayıt tarihi : 07/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Salı Mayıs 07, 2013 11:00 pm | |
| Karakter adı: Victor Thorn Kişisel özellikleri: Kökeni rus asilzadelere dayanıyor, bununla ilgili detaylı bilgileri paylaşmamayı tercih etmekte. Yarı rus yarı ingiliz, mütevazi soyadı ingiliz tarafından, ismi rus büyükbabasından geliyor. Sempatik bir hayata sahip ailenin çocuklarından biri, kardeşlerine kıyasla alçakgönüllülüğü ve ağırbaşlılığı seçmiş. Safkan. Anne babasına bu açıdan benzeyen tek aile üyesi, kardeşlerinin akıl almaz safkan asilzade takıntısı onları Slytherin'de bir takım haline getirirken Victor kendini Gryffindor'da bulur. Gryffindor'un havasını sevse de kardeşlerinden ayrı kalmak bir şekilde bu binaya girmesinin bir hata olduğu sonucunu uyandırır. (Seçmen Şapka ile konuşmaya bile çalışmıştır bunun üzerine) Kısa zamanda binasının ruh haline bürür, okulda formalite icabı kardeşlerince ezilirken evde hiçbir şey yokmuş gibi davranabilir, tabi bu koca okul dönemi boyunca tartaklanmalar ister istemez aile kavramından bağlarını koparmasına sebep olmuştur. Karmaşa ve kaosu sevmez ama bu, ergenlik yıllarında akla zarar muzurluklar ve olaylar yaratmasının önüne geçememiştir. Nitekim zamanla büyüyen ve olgunlaşan Victor babası gibi bir adama dönüşmüştür: sakin, içten, sempatik ama durgun. Bu son özelliğine kaybettiği sevgilisinin de katkıları olmuştur. Bir dönem arka arkaya sıralanan talihsizlikler yüzünden su yerine içki içmeye ve ayakta sabit durma kavramını yok saymaya başlasa da zor bir toparlanma sürecinden sonra hayatına çeki düzen vermiştir. Bu konuda konuşmayı sevmez. Gönül işlerinde zahmetli biridir. İçindeki muzur çocuğu insanlıktan uzakta korumaya devam etmektedir. Yaşı: 32 Hangi bölüm: Hogwarts şifacısı Örnek rp: Sedona'ya mesajla atıyorum.
En son Victor Thorn tarafından Çarş. Mayıs 08, 2013 3:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Laszlo Juhasz
Mesaj Sayısı : 880 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Çarş. Mayıs 08, 2013 7:08 am | |
| Rplerinin nasıl olduğunu bildiğimden Sedona'yı beklemene gerek kalmadı. İyi rpler. xd | |
| | | Hikaru Haruki Büyücü
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Mayıs 09, 2013 2:19 pm | |
| Karakter adı: Bihotz Ezequiel Kişisel özellikleri: Lezbiyen. Yaşı: Yeni mezun. Hangi bölüm: Hogwarts. Örnek rp: Papa ben. | |
| | | Laszlo Juhasz
Mesaj Sayısı : 880 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Mayıs 09, 2013 2:25 pm | |
| | |
| | | Pål Kjetil
Mesaj Sayısı : 292 Kayıt tarihi : 09/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Mayıs 09, 2013 3:25 pm | |
| Karakter adı: Ihintza Ezequiel Kişisel özellikleri: Lezbiyen. Kardeşinin biraz çapkını ama. Yaşı: 22sinde falan. Hangi bölüm: Hogwarts. Örnek rp: Papa ben. | |
| | | Laszlo Juhasz
Mesaj Sayısı : 880 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Mayıs 09, 2013 3:28 pm | |
| - Laszlo Juhasz demiş ki:
- Rütbeniz verildi.
| |
| | | Pearl Cousteau Hogwarts Çalışanı
Mesaj Sayısı : 947 Kayıt tarihi : 18/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları C.tesi Mayıs 18, 2013 11:58 am | |
| Karakter adı: Pearl Cousteau Kişisel özellikleri: Neşeli bir tip, aynı zamanda biraz dobra. Aklına geleni söylemekten çekinmez ve evet, yer yer patavatsız. Yumuşak kalplidir falan filan. Tam belli değil ama genel olarak böyle. Yaşı: 25 Hangi bölüm: Hogwarts Örnek rp: Lydia Killingsworth | |
| | | Agnes Ackerman Cadı
Mesaj Sayısı : 315 Kayıt tarihi : 15/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları C.tesi Mayıs 18, 2013 12:09 pm | |
| | |
| | | Dimitrius Romochka
Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 23/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Mayıs 23, 2013 5:38 pm | |
| Karakter adı: Dimitrius Romochka. Kişisel özellikleri: Zeki, biraz bencil, simyaya meraklı, alkolik... Yaşı: 40 görünüyor; ama 180. Hangi bölüm: Büyü Hasarı. Örnek rp: Sebastian Vasquez. | |
| | | Sedona Treveaux Dükkan Sahibesi
Mesaj Sayısı : 5547 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Perş. Mayıs 23, 2013 5:40 pm | |
| | |
| | | Nonna Mihaylova
Mesaj Sayısı : 280 Kayıt tarihi : 28/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Salı Mayıs 28, 2013 5:43 pm | |
| Başvurmak için; Karakter adı: Soraya Dupont Kişisel özellikleri: Halledeceğim ben burayı Yaşı: 28 Hangi bölüm: Yaratıkların Yol Açtığı Yaralanmalar Bölümü Örnek rp: Kübra ben | |
| | | Holly Swanson Çalışan
Mesaj Sayısı : 402 Kayıt tarihi : 11/04/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Salı Mayıs 28, 2013 5:48 pm | |
| - Sedona Treveaux demiş ki:
- Rütbe verildi.
| |
| | | Rafael Isfeld Büyücü
Mesaj Sayısı : 127 Kayıt tarihi : 29/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Çarş. Mayıs 29, 2013 4:05 pm | |
| Karakter adı: Brenda Wallis. Kişisel özellikleri: Sıcakkanlı, hoşgörülü, duygusal bir cadı. İçten içe sinsi. İstediklerini elde etme konusunda takıntıları var. Sabırsız olması da en zayıf noktası. Yaşı: 25. Hangi bölüm: St. Mungo / İksir ve Bitki Zehirlenmeleri Örnek rp: Delilah Paulsen. | |
| | | Laszlo Juhasz
Mesaj Sayısı : 880 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Çarş. Mayıs 29, 2013 4:09 pm | |
| | |
| | | Ada Hoffman Novarozka Cadı
Mesaj Sayısı : 80 Kayıt tarihi : 24/05/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Çarş. Haz. 12, 2013 4:06 pm | |
| Ada Hoffman Novarozka Katı, alman otoritesine sahip bir anne. Hırslı bir yapıda vs. vs. Ayarlanacak. Baş Şifacı. Chloe Eaton
*Rütbe alımına başvurulduydu. | |
| | | Laszlo Juhasz
Mesaj Sayısı : 880 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Çarş. Haz. 12, 2013 4:37 pm | |
| - Laszlo Juhasz demiş ki:
- Rütbe verildi.
| |
| | | Cooper Keegan Ravenclaw VI. Sınıf
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 16/06/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Paz Haz. 16, 2013 8:35 pm | |
| astrid sybill rytilä, 28 norveçli oluşu dışında bişey belirlemedim henüz. hogwarts şifacısı nuné | |
| | | Sedona Treveaux Dükkan Sahibesi
Mesaj Sayısı : 5547 Kayıt tarihi : 30/03/13
| Konu: Geri: Şifacı Alımları Paz Haz. 16, 2013 8:58 pm | |
| | |
| | | | Şifacı Alımları | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |